İnsansız ve Akıllı Otopark
BRM Mimarlık,çevre dostu otopark tasarladı.Farklı ölçeklerde mimari ve iç mimari projeler geliştiren BRN Mimarlık’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi için tasarladığı insansız tam otomatik otopark yapısı, kentin en hareketli noktalarından birinde yükselen 11 katlı bir makine olma özelliği taşıyor. İzmir Otomatik Otopark, insan ölçeğinden farklı geliştirilen nitelikleri, mekanik aksamların tasarım kriterlerine dahil edilmesiyle elde edilen modern yaklaşımları ve sürdürülebilirlik konusundaki duyarlılığıyla fark yaratırken, kentin ritmine uyum sağlayan detaylarıyla da çevresinin mekânsal psikolojisine uyum sağlıyor.
BRN Mimarlık kurucusu Mimar Baran Uyan, İzmir Otomatik Otopark’ın, kentte yer aldığı lokasyonla kurduğu görsel ilişkisini,“Gündüz birçok kent sakininin hastaneler, sağlık birimleri ve iş yerlerini ziyaret ettiği, gece ise konut işlevinin yoğun kullanıcılarına ve eğlence sektörüne hizmet eden ve ayrıca İzmir Fuarı’na yakın bir bölgede yer alıyoruz. 24 saat boyunca birçok ziyaretçiyi ağırlayan ritmi yüksek bir bölgede, dolaşımı yüksek bir ‘makine’ tasarlarken, bu hareketliliğe uygun olarak yapı kabuğunun hem mekanik etkiyi güçlendirmesine ama yabancılaşmamasına, hem de simetrik olmayan ve devinimi hissettirecek nitelikte olmasına özen gösterdik” şeklinde yorumluyor.
Kentin ritmini katlara taşıyan yapı...
BRN Mimarlık, İzmir Otomatik Otopark’ın tasarımında, bu tür yapıların niteliği gereği uygulanması gereken, insanlarla araçların birbirlerinden ayrıldıkları ve tekrar buluştukları noktaya kadar hiç karşı karşıya gelmemeleri ilkesini baz almış. Bunun sonucunda, sürücülerin yalnızca araçlarıyla ulaştıkları bir güzergâhtan geçiş sağlayabilecekleri araç park odalarından, yalnızca yaya olarak kullanılabilen bir çıkış koridoruna ve ardından giriş-çıkış salonuna geçmeleri hedeflenmiş. Ayrıca gerektiğinde insanların güvenli koşullarda içeride bulunmasına yönelik (servis, bakım hizmetleri, acil müdahaleler, itfaiye hizmetleri vb.) koşullara da özen gösterilmiş.
Ana işlevsel kurgusu, araç ve yaya girişi-çıkışı üzerine konumlandırılan İzmir Otomatik Otopark’ın yalnızca zemin katı insanların kullanımına açık olacak şekilde tasarlanmış. Bu yüzden bina girişinde bulunan holde mümkün olan en dingin renk tonları kullanılmış ve bu bölümün dış mekanla olan bağını kuvvetlendirmek için sokağa en saydam açılım sağlanmış. İçerideki mekanik hareketleri hissettirebilmek amacıyla da iç mekân yer yer yırtıklarla cepheden gösterilmiş ve kentin ritmi üst katlara da taşınmış. Yapının yer aldığı bulvarın yeşil dokusu, lobi üzerindeki gölgelendirme saçağının üzerine bitki bahçesi olarak taşınmış. Böylece kent kullanıcısının göz hizasında yeni bir yeşil bitki çizgisi oluşturulmuş ve bu saçak sayesinde güçlü akşam güneşinin iç mekâna girmesi ve iklimlendirme maliyetleriyle, enerji tüketiminin artması engellenmiş. Cephe kurgusunda kullanılan kompozit panellerde ve reflekte cam oranında ise İzmir’in sıcak iklimi, otopark sisteminin dışarıdan algılanabilirliği ve şehir dokusuna uygunluğu gibi parametreler belirleyici olmuş.
BRN Mimarlık, 11 değişken yükseklikte kat düzleminin yer aldığı ve tamamında çelik strüktür kullanılan İzmir Otomatik Otopark’ta, mekanik etkinin soğuk algısını kırmak için kent dokusuna yabancılaşmayan ama gövdesiyle kendini var edebilen, ana kullanıcı profili makineler olan, farklı bir yapı ortaya koymuş. Toplam 280 araç kapasiteli tam otomatik otoparkta, yapının kullanılabilirliği açısından döşeme sistemi yer almamış ve yapının kat yükseklikleri bir arabanın sığabileceği kadar belirlenmiş.
Yakıt tüketimini, karbon salınımını ve zaman kaybını en aza indiriyor...
BRN Mimarlık, İzmir Otomatik Otopark’ın konsept ve planlama aşamalarındaki tasarım kararlarında gösterdiği özeni, sürdürülebilir koşullarda da devam ettirmiş ve özel çözümler geliştirmiş. Yapının tüm detayları olabildiğince bağımsız, hizmet gerektirmeyen ve kolay müdahale edilebilecek niteliklerde ele alınmış. Yapıda yer alan otomasyon sistemleriyle idare edilen aydınlatma ve iklimlendirme sayesinde, güneş ışığından en yüksek düzeyde verim alınmasına çabalanmış. Ayrıca otopark katlarında iklimlendirme yapılmaması ve yapının ek yalıtımlı dış cephesinin sağladığı avantajla, en düşük düzeyde enerji tüketimiyle doğaya en az sera gazının salınımı hedeflenmiş. Normal bir otopark binasından farklı olarak bütün katlara otomasyonlu asansör sistemiyle ulaştırılan otomobillerin, yapıda geçirdiği süreç içerisinde egzoz gazlarını salmaması ve bina sakinlerinin kimyasal ve tehlikeli partiküllere maruz kalma düzeylerinin en aza indirgenmesi sayesinde, otoparklar için önemli bir problem olan araçlardan çıkan karbon gazları konusu aşılmış.
İzmir Otomatik Otopark’ın, hem içerdiği mekanik ve otomasyon sistemlerinin egzoz tüketimini düşürmesiyle ve genel durumu iyileştirmesiyle, hem de bulunduğu merkezi konumunun trafiğini azaltıcı katkısıyla, çevre dostu ve akıllı bir bina olmasına özen gösterilmiş. Ayrıca yapı için yeşil bina sertifikasyon süreci yaşanmamış olsa da, danışman firma ile yürütülen çalışmalarda, yeşil bina ölçütlerinin pek çoğunun yapının niteliklerinde sağlandığı görülmüş.
Mimar Baran Uyan, bu tür yapıların dünyada 100 yıllık bir geçmişi olduğunu, Türkiye’de ise son 10 yıldır uygulanmaya başladığını söylüyor ve dönemsel gelişimiyle ilgili şunları vurguluyor: “Günümüz teknolojilerinin sunduğu desteklerle geliştirilen tam otomatik otoparklar, geleneksel otoparklardaki araçların park yerlerini arama-ulaşma süreleri boyunca yakıt tüketimini, ortaya çıkan karbon salınımını ve insanların zaman kayıplarını da ortadan kaldırıyor. Ayrıca otomotiv endüstrisinin yükselen eğilimi olan elektrikli araç şarj ünitelerinin de yaygınlaşmasına paralel olarak, gelecekte bu tür yapılarda da araçlar şarj edebilecektir. Bugün için bir seçenek olarak sunulan bazı hizmetler, gelecekteki otomatik otopark yapılarında solar sistemler ve alternatif enerji biriktirme teknolojileri ile uyumlu olarak yine insansız olarak aynı fonksiyondaki her yapıda sunulabilecektir.”